İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Sultanahmet semti, hem kent sakinlerinin hem de yerli ve yabancı turistlerin şehirde en çok ziyaret ettiği yerlerden biri. Tarihi Yarımada bölgesinin önemli bir bölümünü kapsaması; meşhur meydanı ve camisi, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya Camii ve Arasta Çarşısı ile kentin tarihi dokusunu yakından keşfetmek isteyenleri er ya da geç konuk ediyor. Sultanahmet’in turistik açıdan çok yoğun ilgi görmesi sayesinde de semtte mekan çeşitliliği günden güne artıyor. Bu çeşitlilik elbette harika, ancak nitelikli ve keyifli mekanlar bulmayı da biraz zorlaştırabiliyor.
Bugün sizlere Sultanahmet’in tam göbeğinde yer almasına rağmen son derece sakin ve huzurlu bir ortam sunan bir restorandan bahsetmek istiyoruz: House of Medusa. Tarihi bir konağın 1986 yılında restore edilmesi neticesinde ziyaretçilerine kapılarını açan işletme, ismini gözlerinin içine bakanları taşa çevirdiği bilinen tanrıça Medusa’dan alıyor. Son derece otantik bir atmosfer sunan konağın içi ayrı, bahçesi ayrı keyifli. Bahçede yemyeşil bir atmosferde vakit geçirebiliyor, günün tüm stresini ve kentin kalabalığını bir süreliğine de olsa ardınızda bırakabiliyorsunuz. Konağın içine girdiğinizde ise sizi son derece incelikli ve zarif bir dekorasyon stili karşılıyor. Otantik detayların tarihin büyüsüyle harmanlandığı odalar, fotoğraf çekmek için de ideal kareler sunuyor.
Kalabalık grupların da gönül rahatlığıyla ziyaret edebileceği House of Medusa’nın menüsünde günün her öğününe uygun lezzet seçenekleri eklenmiş. Kahvaltıda serpme kahvaltı ve kahvaltı tabağı, öğle ve akşam yemeği için mezelerden ara sıcaklara, salatalardan ana yemeklere uzanan geniş bir yelpaze, içeceklerde de zengin bir şarap seçkisi sunuluyor. Menüde alkolsüz içecekler, purolar ve bira, votka, rakı, cin, rom, tekila ve viski gibi diğer içki türleri de mevcut.