Hem doğal güzellikleri hem de binlerce yıllık geçmişe sahip antik kentleriyle Antalya, keşfetmeye doyamadığımız bir kent. Her ne kadar Antalya dendiğinde akla ilk olarak popüler tatil beldeleri gelse de, bu güzel şehrin dağlık kesimlerinde birbirinden etkileyici yerleşim alanları da var. Kepez ilçesindeki Varsak Mahallesi'nin tepelerinde konumlanan Lyrboton Kome Antik Kenti de bunlardan biri. Antik dünyanın en büyük zeytinyağı üretim merkezlerinden biri olarak tanınan tarihi yerleşim, Helenistik Dönem'den başlayarak Ortaçağ'a kadar yaklaşık bin yıl boyunca aktif bir şekilde kullanılmış.
Antik kaynaklarda zeytin çiftliği anlamına gelen Elabaris ismiyle geçen Lyrboton Kome Antik Kenti, öneminin en önemli ticaret merkezi Perge'ye bağlı bir köy statüsündeymiş. Burada üretilen kaliteli zeytinyağı, sadece bölgesel ihtiyaçları karşılamakla kalmaz, Akdeniz ticaretinde de önemli bir rol oynarmış. Bugün de antik kentte bulunan çok sayıda zeztinyağı işliği, konut kalıntıları, sarnıçlar ve kiliseler, şehrin binlerce yıl önce ne kadar canlı bir yerleşim yeri olduğunu kanıtlıyor. Özellikle her evin kendi zeytinyağı işliğine sahip olması, zeytinin gündelik yaşamdaki yerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Antik kentte bugün görülebilen kalıntılar arasında en dikkat çekici olanı, Demeter rahibesi Arete tarafından inşa ettirilmiş olan iki katlı zeytinyağı depolama kulesi. Bu yapının üzerindeki yazıt, dönemin sosyal ve ekonomik yapısı hakkında önemli bilgiler aktarıyor. Söz konusu bilgiler, ağırlıklı olarak Arete’nin kızı Kille'nin oğlu Mouas'ın vakfettiği zeytin bahçeleri ve festivallerle ilgili.
Türkiye’nin ilk arkeoparkı olma özelliği taşıyan Lyrboton Kome, son yıllarda yapılan temizlik ve düzenleme çalışmalarının ardından ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Çam ormanlarının gölgesindeki antik yerleşim, doğa yürüyüşü severlerin de favori rotaları arasında girebilecek nitelikte.