Sarıyer’in Büyükdere semtinde ve Boğaz’ın büyüleyici manzarasına nazır bir noktada yükselen Vehbi Koç Evi, birçoğumuzun fotoğrafına baktığı anda tanıyacağı bir yapı. Uzun yıllar boyunca Koç ailesinin yaz aylarını geçirdiği bir mekan olmuş, ancak Türk televizyon tarihinin en ünlü dizilerinden Aşk-ı Memnu’nun çekimlerine ev sahipliği yapmasıyla çok büyük bir ün kazandı. Günümüzde ise daimi bir müze ve sanat sergisi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
1938 yılında Frenkyan Ailesi'nden satın alınan tarihi yalı, neredeyse 60 yıl boyunca ailenin yazlık konutu olarak kullanılmış. Ankara'nın sıcak yaz günlerinden kaçış arayan Koç ailesi, burada huzurlu vakitler geçirmiş. Evin arkasındaki koruyla birlikte geniş bir alana yayılan yapı, İstanbul'un en güzel yalıları arasında gösteriliyor. Aşk-ı Memnu’yu izleyenler zaten yalının neredeyse her bir noktasını ezbere biliyordur. Günümüzde müzeye dönüştürüldüğü için, evin içinde dizi atmosferi yok elbette. Ancak yine son derece ilgi çekici bir konsepti var: Amerikalı fotoğraf sanatçısı ve gezgin Josephine Powell'ın Anadolu topraklarında biriktirdiği eşsiz kilim koleksiyonu burada sergileniyor.
Cumhuriyet döneminde Türkiye'yi karış karış gezen ilk yabancı gezginlerden biri olan Powell, 1955'ten başlayarak yaklaşık 40 yıl boyunca Anadolu'nun en ücra köşelerine ulaşmış, ve yerel dokumacılarla tanışmış. Onun zengin koleksiyonunda 36 değerli kilimin yanı sıra, dokuma tezgahları ve 70’ten fazla dokuma aleti bulunuyor. 18. yüzyıldan 20. yüzyıl başına uzanan bu parçalar, doğal boyalarla işlenmiş eşsiz örnekler. Her biri Anadolu dokuma sanatının zenginliğini gözler önüne seriyor ve Türk kültürünün farklı yanlarını yansıtıyor.
Vehbi Koç Büyükdere Evi, haftanın çarşamba hariç her günü ziyarete açık. Üstelik, giriş tamamen ücretsiz. Hem Boğaz'ın güzelliğini seyretmek hem de Anadolu dokuma sanatının inceliklerini keşfetmek isteyenler için harika bir keşif durağı olabileceğini düşünüyoruz.