Söz konusu Hitit İmparatorluğu’nun geçmişi olduğunda, ülkemizde en zengin tarihi mirasa ev sahipliği yapan kentin Çorum olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Hititlerin dört asırdan uzun süre boyunca başkent kabul ettikleri Hattuşa ile uygarlığın önemli kültür sanat merkezlerinden olan Alacahöyük, Çorum sınırları içinde bulunuyor. Her ne kadar burada özellikle Hattuşa ve Alacahöyük ön plana çıksa da, aslında kent sınırları içinde Hitit uygarlığının önemli merkezlerinden biri daha var: Şapinuva. İdari, dini ve askeri açıdan büyük önem taşıdığını bildiğimiz bu kent, Çorum’un Ortaköy ilçesinde bulunuyor.
Şapinuva’nın Hitit İmparatorluğu’nun özellikle askeri açıdan önemli bir merkezi olduğunu, Tokat’taki Maşat Höyük kazılarında gün yüzüne çıkarılan bir mektubun deşifresinden anlıyoruz. Söz konusu yazışmalar, Şapinuva’nın bir kraliyet çifti tarafından yönetildiğini işaret ediyor. Bu çift de M.Ö. 14. yüzyılın başlarında hüküm sürmüş olan Kral II. Tuthaliya ile Kraliçe Taduhepa. Bir asır sonra da kentin yönetimi Büyük Kral II. Murşili’ye geçmiş. Kısacası, burada yerleşim tarihi çok eskilere dayanıyor. Yalnızca Orta Hitit döneminde değil, çok daha uzun bir zaman diliminde Şapinuva’nın iskan edilmiş olduğunu anlayabiliyoruz.
Şapinuva Ören Yeri, rakımı kuzeybatıdan güneydoğuya doğru düşen bir platonun üzerinde bulunuyor. Hititlerin bu bölgeye yerleşirken burada hâlihazırda olan köylere yerleşmek yerine, araziyi teraslayıp daha büyük bir kent kurduklarını söylemek mümkün. Yukarıda kalan bölümlerde genellikle idari yapılar yer alıyor, aşağılara inildikçe kent hayatı yoğunlaşıyormuş. Kent Kelkit Yeşilırmak vadisi boyunca ilerleyen ticaret yolunun da güzergahında kaldığı için, ticari açıdan önem de taşıyormuş.
Uzun yıllardan beri kazı çalışmalarına ev sahipliği yapan Şapinuva Ören Yeri, bu çalışmalar sebebiyle 2024 yılında tümüyle ziyarete açılmış değil. Ancak bazı bölgelerini gezmek mümkün ve herhangi bir giriş ücreti talep edilmiyor.