Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Minare Mahallesi sınırları içinde bulunan Pınara Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde de yer alan tarihi ve arkeolojik bir keşif alanı. Fethiye’nin merkezine de yaklaşık 45 kilometre mesafede. Pınara sözcüğü Likya dilinde yuvarlak anlamına geliyor. Aslında bu kentin tarihiyle ilgili çok fazla kaynağa ulaşılabilmiş değil. Fakat tahminlere göre, Pınara’yı Xanthos’tan bölgeye gelen kolonistler kurmuş. Antik yazarlardan biri olan Stephanus’un aktardığına göre, Xanthos’un nüfusu gitgide artınca bir grup yaşlı, Kragos Dağı’nın yüksek tepelerinden birine çıkarak Pınara kentini kurmaya karar vermişler. Kentin erken dönemlerinden günümüze dek ulaşabilen kalıntılara ev sahipliği yapan akropol de yuvarlak şekilde inşa edilmiş. Dolayısıyla Stephanus’un söylediklerinde haklılık payı olma olasılığı da artıyor.
İsmi Likçe yazıtlarda Pinale olarak okunan Pınara Antik Kenti, Strabon’a göre Likya Birliği Meclisi’nde üç oy hakkı bulunan altı şehirden biri. Kenti gezerken yukarı akropolün doğu yamacında yüzü aşkın kaya mezarını görebiliyorsunuz. Her biri yamaçlara dantel gibi oyulmuş olan bu mezarlar gerçekten de etkileyici bir görünüme sahip. Yukarı akropolün kapasitesi zamanla yetersiz kaldığı için, aşağı akropol de ulaşımı daha kolay olan bir noktaya açılmış. Akropollerin yanı sıra; kentte tiyatro, agora, odeon, tapınak ve hamam kalıntılarını da yakından incelemek mümkün. Kaya mezarlarının da çoğunun ev tipinde inşa edilmiş olması, Likya sivil mimarisi hakkında önemli bilgiler veriyor.
Gerek konumu gerek planı bakımından Helenistik Dönem’in izlerini taşıyan Pınara Antik Kenti haftanın her günü ücretsiz şekilde ziyarete açık. Ziyaret saatleri 08:30 ile 18:00 arası. Siz de tarihe ve arkeolojiyle ilgi duyuyorsanız yolunuz Fethiye’ye ya da Kaş’a düştüğünde Pınara Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz.