İznik Kalesi, Bursa’nın ev sahipliği yaptığı en köklü savunma yapılarından biri. İznik’in merkezinde yer alan görkemli yapının tarihçesi M.Ö. 258 yılına kadar uzanıyor. Kalenin inşasına, Roma İmparatorluğu döneminde ve Filip'in oğlu Antignius tarafından başlanılmış. Bu dönemde çevresi 3 bin metre civarındaymış. Ancak Bizans döneminde gerçekleştirilen kapsamlı onarım ve genişletme çalışmaları sayesinde bu değer neredeyse 5 bin metreye ulaşmış. Günümüzde kalede 10-13 metre yüksekliğinde surlar bulunuyor ve bu savunma duvarları 114 adet burçla güçlendirilmiş durumda. Burçların bir kısmı yuvarlak planlı eski örnekler, bir kısmı ise daha geç dönemde eklenen kare biçimli yapılar.
İznik Gölü’nün hemen kıyısında yer alan İznik Kalesi, dört ana kapıya sahip. Bunların her biri farklı yönlere açılıyor ve geçmişte kentin ulaşım ağının merkezini oluşturuyormuş. İstanbul Kapısı kuzeyde ve aslında üç ayrı kapıdan oluşuyor. Doğuda bulunan Lefke Kapısı, İstanbul Kapısı'yla benzer mimari özelliklere sahip. Batıda konumlanan Göl Kapısı'ndan günümüzde çok az iz kalmış durumda. Güneydeki Yenişehir Kapısı ise kesme taşlarla Roma döneminde inşa edilmiş. Bazı kapılarda tarihi yazıtlar ve kabartmalar da mevcut. Örneğin, Lefke Kapısı'ndaki yazıtlar, yapının İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiğini belgeliyor. İstanbul Kapısı'nda ise kenti kötü ruhlardan korumak amacıyla yerleştirilmiş iki Medusa başı var.
Surları Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan İznik Kalesi, arkeolojik açıdan son derece değerli bir eser. Tarihin neredeyse her döneminde önemli olaylara sahne olmuş. Günümüzde de İznik Gölü manzarasına karşı tarihle iç içe bir gün geçirmek isteyenler için dört dörtlük bir adres. Siz de İznik’i ziyaret ederseniz hem kaleyi hem de onun çevresinde bulunan Ayasofya Camii ve İznik Müzesi gibi diğer önemli yapıları keşfedebilirsiniz.



 
 











































































