İzzet Altay tarafından kurulan İna Cunda Art Otel’in çok etkileyici ve Cunda Adası’nın ruhuna yakışan bir öyküsü var. İzzet Altay’ın anne ve babası, 1924 yılında Girit’ten Cunda’ya mübadele sonucunda göç etmiş. Daha sonra burada evlenmiş ve günümüzde Altay Butik Otel olarak hizmet veren yapıda yaşam sürmeye başlamışlar. 1955 yılında bu yapıyı baştan inşa etmiş ve 1960 yılında pansiyona dönüştürmüşler. Altay’ın annesi olan İsmet Altay, Cunda’nın Cici Annesi unvanını taşıyan ve tüm ada halkı tarafından hem çok sevilen hem de çok sayılan biriymiş. Onun Girit’e ve mübadele dönemine dair anlattıkları, birçok kitapta işlenmiş. Hatta Suyun Öte Yanı adlı filmde de İsmet Altay’ın anıları konu edilmiş. İsmet ve Mustafa Altay çiftinin tek çocuğu olan İzzet Altay, dünyaya geldiği ev olan Altay Pansiyon’u yaşatmayı sürdürüyor. Ayrıca, Mustafa Altay’ın geçmişte sahibi olduğu zeytinyağı fabrikası da yine İzzet Altay’ın kuruculuğunda İna Cunda Art Otel olarak hizmet veriyor.
İda Cunda Art Otel’de Nefes, Aile, Masal, Neşe, Sevgi, Huzur ve Şefkat gibi harika isimlere sahip toplamda on bir oda seçeneği mevcut. Her odanın kendine has bir ruhu var ve tümü son derece ferah bir dekorasyon tarzıyla döşenmiş. Yalın ve rafine bir şıklığı maksimum konforla buluşturan odalar, size konaklama sırasında ihtiyaç duyabileceğiniz tüm olanakları sunuyor. İda Cunda Art Otel’in isminde sanatın geçmesinin de bir sebebi var elbette. Otelin her bir köşesinde karşınıza birbirinden etkileyici sanat detayları çıkabiliyor. İda Cunda Art Otel’de kahvaltı keyfi de bir başka. Cunda Adası’nın muhteşem lezzetleri, her sabah oldukça şık bir sunum eşliğinde sofranıza geliyor.