nerdeneredenerdenerede

Galata Kulesi

Bereketzade
Galata Kulesi

2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nin bir üyesi olan Galata Kulesi, İstanbul’un en ünlü ve önemli sembollerinden biri. Dünyanın en eski kulelerinden biri olarak da görülen bu görkemli yapı, ilk olarak M.S. 507 - 508 yılları arasında Bizans İmparatorluğu tarafından ve Galata surlarının bir bölümü olarak inşa edilmiş. Ancak 14. yüzyılın ortalarında, yani Galata bir Ceneviz kolonisiyken Cenevizliler tarafından yeniden yapılmış. 1445 ve 1446 yılları arasında kulenin yüksekliği artırılmış. Osmanlı İmparatorluğu’nun döneminde ilk etapta zindan olarak kullanılmış. Daha sonra misyonu değişmiş ve yangın gözetleme kulesine dönüştürülmüş. Hatta bu dönemde ismi de Galata Yangın Kulesi olarak anılıyormuş. Galata Kulesi yıllar içinde çok sayıda depreme ve yangına maruz kalmış. Söz konusu doğal afetler sonucunda önemli hasarlar görmüş, ancak her defasında yeniden onarılarak günümüze dek varlığını korumayı başarmış.

Galata Kulesi’nin Osmanlı halkı için de önemli bir yere sahip olmasındaki en büyük etkenlerden biri, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaptığı uçuş denemeleri. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin 17. yüzyılda sırtına tahta kanatlar takarak yaptığı uçuş denemesi, Galata Kulesi’nden atlayarak başlamış. Üsküdar’da sonlanan bu deneme, halkın da kuleye olan ilgisini bir hayli artırmış. Tarihte hem III. Selim hem de II. Mahmut dönemlerinde önemli bakım ve onarım çalışmaları gören bu yapı, 1960’lı yıllarda büyük ölçüde harap haldeymiş. Bunun üzerine İstanbul Belediyesi yeniden bir onarım çalışması başlatmış ve Galata Kulesi restore edilerek halkın ziyaretine açılmış. 2020 yılında yapılan bir diğer restorasyon çalışması sonucunda da kuledeki betonarme unsurlar ve kafeterya bölümü kaldırılmış durumda. Bu tarihten beri yeniden müze işlevi kazanan Galata Kulesi, müthiş görkemiyle hâlen İstanbul silüetinin en önemli parçalarından biri olmayı sürdürüyor.

Efsanelerle Dolu Galata Kulesi

Tarih öncesi çağlardan beri yerleşime sahne olan, bir çağı kapatıp diğerini açan ve üç büyük imparatorluğa asırlar boyunca başkentlik yapan İstanbul; haliyle içinde inanılmaz bir tarihi zenginlik barındırıyor. Bu zenginlikler saymakla bitecek gibi değil. Ancak bunlardan bazıları, özellikle de binlerce yıldır ayakta durmayı başaran bazı tarihi yapılar, İstanbul’un mirasında da çok özel bir yer tutuyor. Herkesin zihninde canlanan İstanbul farklı olabilir ama meşhur İstanbul silüeti herkesin aklında aynı görünüme sahip. İşte, asırlardır nice efsaneye konu olmuş meşhur Galata Kulesi de bu silüetin en önemli parçalarından biri.

Galata Kulesi, İstanbul gezilecek yerler listesindeki en çok ilgi gören duraklardan biri. Bu tarihi kule gerek atmosferi gerekse görkemli tasarımıyla, bir şekilde herkesi kendisine çekmeyi başarıyor. Elbette İstanbul sakinleri de bu tarihi yapıya karşı kayıtsız değil. Nice buluşmalar, fotoğraf ve video çekimleri, randevular ve hatta evlilik teklifleri; Galata Kulesi’nin ihtişamı altında gerçekleştiriliyor.

Peki, dünyanın en eski kulelerinden biri olan ve 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilen Galata Kulesi’ni daha yakından tanımak ister misiniz? “Galata Kulesi nerede?”, “Galata Kulesi ne zaman yapıldı?” ve “Galata Kulesi kaç metre?” gibi tüm soruların yanıtlarını aşağıda bulabilir; Galata Kulesi tarihi hakkında detaylı bilgilere göz atabilirsiniz.

Galata Kulesi Ne Zaman ve Kim Tarafından Yaptırılmıştır?

Aslına bakarsanız, “Galata Kulesi ne zaman yapıldı?” sorusunun iki farklı cevabı var. Çünkü esasen bu tarihi kule, ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından M.S. 507 ile M.S. 508 yılları arasında inşa ettirilmiş. Bu dönemde Galata surlarının bir bölümünü de zaten doğrudan Galata Kulesi oluşturuyormuş. Ancak Galata 14. yüzyılda bir Ceneviz kolonisi haline gelmiş. Cenevizililer de 1348-1349 yılları arasında bu kuleyi yeni baştan inşa etmiş.

Galata Kulesi Neden Yaptırılmıştır?

Galata Kulesi Bizans İmparatorluğu döneminde aslında bir fener kulesi olarak inşa edilmiş. Konumu sayesinde kuleden, hem Boğaz hem de Haliç panoramik şekilde izlenebiliyormuş. Cenevizliler ise kuleyi tekrar inşa ettiklerinde ona İsa Kulesi ismini verip inşa sürecinde ağırlıklı olarak yığma taş kullanmayı tercih etmiş. Bu dönemde şehrin en yüksek yapısı olma unvanına da sahip olan Galata Kulesi, ilerleyen süreçte fener kulesi olma misyonu dışında farklı şekillerde de kullanılmış. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçtikten sonra, kuleden birçok farklı işlevle yararlanılmış.

Galata Kulesi Tarihi

Gelelim Galata Kulesi tarihi hakkında daha detaylı bilgilerden söz etmeye: 1445-1446 yılları arasında yükseltilen Galata Kulesi, 1500’lü yıllarda deprem sebebiyle ciddi hasar görmüş. Bu sebeple Mimar Murad bin Hayreddin tarafından kapsamlı bir onarım çalışmasından geçirilmiş. Bir sonraki onarım çalışması ise III. Selim’in hükümdarlığı döneminde gerçekleştirilmiş. Bu çalışmada kulenin üst katına bir de cumba ilave edilmiş.

1831 yılında çıkan büyük bir yangın, Galata Kulesi’nin yeniden onarılması mecburiyetini doğurmuş. Bu onarım çalışmasında da II. Mahmut’un emriyle kulenin üstüne iki kat daha inşa edilmiş. Galata Kulesi’nin külah formundaki meşhur dam örtüsü de yine bu dönemde inşa edilmiş. Böylece yapının üzeri tamamen kapatılmış. Ancak 1875 yılında büyük bir fırtına, kulenin külahını devirmiş. Tüm bu olaylara bakınca, Galata Kulesi’nin epey talihsiz bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz.

Galata Kulesi son onarım çalışmasını 1967 yılında geçirdi. Ancak 2020 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışması da gerçekleştirildi. Tüm bu çalışmalar, asırlara meydan okuyarak hâlen varlığını koruyan bu kıymetli yapıyı daha uzun yıllar boyunca ayakta tutmak için yapılıyor. Ayrıca, çalışmaların her biri, kulenin günümüzdeki görünümünü de etkiliyor.

Galata Kulesi Ne Amaçla Kullanıldı?

Az önce de belirttiğimiz gibi Galata Kulesi, Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra gözetleme dışında farklı amaçlarla da kullanılmış. Dilerseniz, bu amaçları da bir bir sıralayalım:

  • Galata Kulesi, ilk olarak 16. yüzyılda, Kasımpaşa tersanelerinde çalışan Hristiyan savaş esirlerini barındırma amacıyla kullanılmış.
  • III. Murat döneminde rasathane işlevini kazanmış.
  • 1717 yılı sonrasında da yangın kulesi olarak kullanılmış.

İlerleyen süreçte kulenin başına peş peşe doğal afetler gelince, onarım çalışmaları sebebiyle yeni misyonlar üstlenmeyi bırakmak zorunda kalmış. Bildiğiniz gibi, uzun yıllardan beri de turistik ve kültürel amaçlarla kullanılıyor.

Galata Kulesi ve Hezarfen Ahmet Çelebi

Galata Kulesi tarihi hakkında konuşurken Hezarfen Ahmet Çelebi’den söz etmeden geçmek olmaz elbette. Kollarına taktığı tahta kanatlarla uçmayı deneyen ilk kişi olan Hezarfen Ahmet Çelebi, 17. yüzyılda gerçekleştirdiği bu deneme sırasında kendisini Galata Kulesi’nden boşluğa bırakmış. Bu sırada lodos olduğu için Boğaz’ı geçerek Üsküdar’a kadar uçmayı da başarmış. Bu deneme halk arasında o kadar büyük bir heyecan yaratmış ki, Galata Kulesi de ününü katbekat artırmış.

Galata Kulesi Kaç Metre?

Hem asırlar önce inşa edilmiş olmasına rağmen hâlen ayakta olduğu için hem de ihtişamı sebebiyle, “Galata Kulesi kaç metre?” sorusu da kulenin ziyaretçileri tarafından çok merak ediliyor. Bu yapının teknik özellikleri de insanı kendisine hayran bırakmayı başarıyor. Galata Kulesi, bugünkü haliyle 68 metre uzunluğunda bir yapı. Kulenin tepesi deniz seviyesinden 140 metrelik irtifada bulunuyor. Tabandan zirve noktasına kadar taş ve tahtadan yapılmış toplamda 211 basamak var. Bunların 95 tanesi taştan inşa edilmiş. Kulenin bayrak direğinin uzunluğu ise 15 metreye ulaşıyor. Birinci büyük odaya ulaşmak için, tam 141 basamak çıkmanız gerekiyor.

Galata Kulesi Efsaneleri Nelerdir?

Söz konusu bunca köklü ve görkemli bir yapı olunca, Galata Kulesi efsaneleri de bitmek bilmiyor elbette. Bu kule asırlardır kulaktan kulağa dolaşan nice rivayete konu olmuş durumda. Dilerseniz, en çok bilinen Galata Kulesi efsaneleri ve rivayetlerini kısaca sıralayalım.

  • “Galata Kulesi’ne kiminle birlikte çıkarsan onunla evlenirsin.” dendiğini duymuşsunuzdur. Bu rivayet, Roma dönemine kadar uzanıyor. Rivayete göre, birlikte kuleye çıkmaya niyetlenmiş bir çiftin kaderinde evlenmek yoksa, kuleye çıkarken karşılarına mutlaka birtakım engeller çıkarmış. Başka bir deyişle, Galata Kulesi nihayetinde evlenemeyecek olan çiftleri bir şekilde kabul etmezmiş. Galata Kulesi’ne sevdiğinizle çıkmayı başarmak, bir ömür mutlu olmak anlamına gelirmiş.
  • Bir diğer efsane ise şöyle: Rivayete göre Galata Kulesi ve Kız Kulesi ezelden beri birbirlerine aşıkmış. Ancak aralarındaki İstanbul Boğazı onların kavuşmalarına engel oluyormus. Galata Kulesi de aşkını anlatan mektuplar yazıp, Hezarfen Ahmet Çelebi’ye vermiş. Hezarfen Ahmet Çelebi kendisini kuleden boşluğa bırakınca, rüzgarı da ardına alarak mektupları Kız Kulesi’ne vermeyi başarmış.
  • İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası romanında bir de şu efsaneden söz ediliyor: Cenevizli denizciler İstanbul’a ilk kez geldiklerinde, karanlıkta karşılarına çıkan beyaz bir martı onlara yol göstermiş. İnançları gereğince bu martıyı Hz. İsa’yla özdeşleştiren Cenevizliler, onu yuvasına kadar takip etmiş. Martı da onları Galata Kulesi’nin bulunduğu noktaya getirmiş. Cenevizliler bu olayın anısına, bu noktaya Galata Kulesi’ni inşa etmiş.

Galata Kulesi Nerede?

İstanbul’u çok iyi bilmeyen yerli ve yabancı turistler, ziyaret öncesinde “Galata Kulesi nerede?” sorusunun yanıtına ve bu yapıya ulaşmak için tavsiye edilen en pratik yollara da mutlaka göz atıyor. Galata Kulesi, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan Beyoğlu ilçesine bağlı Galata semtinin sınırları içinde. Bu semt Beyoğlu’nun merkezinin altında, Karaköy’ün de üstünde yer alıyor.

Galata zaten oldukça merkezi bir semt olduğu için, Galata Kulesi’ne ulaşım sağlamak da oldukça kolay. Tünel tramvay durağından yaklaşık beş dakika yürüyerek kendinizi kulenin önünde bulabiliyorsunuz. Taksim Meydanı’ndan Galata Kulesi’ne ulaşmak için ise yaklaşık yarım saat yürümeniz gerekiyor.

Galata Kulesi’ne toplu taşımayla ulaşım sağlamanın birden fazla yolu var. Eminönü ya da Şirinevler tarafından yola çıktıysanız, T1 Kabataş Bağcılar tramvay hattına binip Karaköy durağında inmek, en ideal seçeneklerden biri. Burada indikten sonra sırtınızı denize verirseniz, karşınızda kuleyi göreceksiniz. Ancak kuleye varmak için bir süre yokuş çıkmanız gerektiğini de vurgulayalım.

Eğer metro kullanmayı tercih ediyorsanız ve yokuş çıkmaktan hoşlanmıyorsanız, Yenikapı Hacıosman metro hattını kullanarak Şişhane’de inmek de bir seçenek. Bu seçeneği tercih ederseniz sözünü ettiğimiz yokuşu inerek Galata Kulesi’nin önüne çıkıyorsunuz. Aslına bakarsanız güzergahında Karaköy bulunan tüm hatlar aracılığıyla Galata’ya gitmeniz mümkün. Tek yapmanız gereken Karaköy istasyonunda inmek ve yokuş çıkmaya veya inmeye hazır olmak. Anadolu Yakası’ndan Galata Kulesi ziyareti yapmak için Üsküdar’dan ya da Kadıköy’den Karaköy vapuruna da binebilirsiniz.

Galata Kulesi Ziyaret Saatleri ve Ücretleri

Galata Kulesi, bu tarihi ve görkemli yapıyı yakından incelemek isteyen herkes tarafından haftanın her günü ziyaret edilebiliyor. Ziyaret saatleri 08:30 ile 23:00 arası. Ancak eğer meydandaki gişeden bilet satın alacaksanız, gişenin her akşam 22:00’da kapandığını da hatırlatalım. 2022 yılı itibarıyla Galata Kulesi giriş ücreti, kişi başı 175 TL olarak belirlenmiş. 18 yaşını doldurmamış çocuklar, kuleye yalnızca ebeveynleriyle birlikte giriş yapabiliyor. Ziyaret esnasında sesli rehberlik hizmetinden yararlanılabiliyor.

Tüm turistik mekan ve yapılarda olduğu gibi, Galata Kulesi fiyat politikası ve ziyaret ücretleri de her sene değişiklik gösterebiliyor. Bu sebeple siz bu yazıyı okurken ücretlerde değişiklik olmuş olabilir. Galata Kulesi fiyat ve ziyaret saatleri hakkında en doğru ve güncel bilgiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait muze.gov.tr adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Geçtiğimiz yıllarda, burayı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler Galata Kulesi Restaurant adlı işletmeye de yoğun ilgi gösteriyordu. Kulenin içinde bulunan ve İstanbul’un panoramik manzarasına hakim olan Galata Kulesi Restaurant, artık kapanmış durumda. Restoranın bulunduğu alan müzeye dönüştürüldü ve buradan kuleyle ya da İstanbul tarihiyle ilişkili hediyelik eşyalar da satın alınabiliyor. Eğer Galata Kulesi’ne gelmişken bir de dört dörtlük bir yemek keyfi yapmak istiyorsanız, kulenin yakınlarında bulunan restoran seçeneklerine göz atabilirsiniz.

Galata Kulesi Müze Kart ile Gezilir mi?

Giriş ücreti görece yüksek bir tutar olduğu için, “Galata Kulesi Müze Kart ile gezilir mi?” sorusu da kuleyi ziyaret etmeyi düşünen birçok kişi tarafından merak ediliyor. Müze Kart, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan tüm turistik müze ve yapılarda geçerli olan bir akıllı kart. Galata Kulesi de 2020 yılında Kültür İBB’ye bağlı BELTUR’dan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Bu sebeple 2020 yılından beri Galata Kulesi Müze Kart ile ücretsiz şekilde gezilebiliyor. Ancak bu hak, kartlara yılda bir kez olacak şekilde tanımlanmış. Eğer Müze Kart’ınız varsa Galata Kulesi’ni yılda bir kez ücretsiz şekilde gezebilirsiniz.

İlgili İçerikler

Karadeniz’in nüfus bakımından en büyük kenti olan Samsun, tarihçesi ilk çağlara kadar uzanan kadim bir kent. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç anına...

Doğu Karadeniz’in masal kenti Rize, dünyaca ünlü doğal güzelliklere ev sahipliği yapan büyüleyici bir şehir. Karadeniz’in bol yağışlı ve hırçın...

Karadeniz’in dillere destan doğal güzelliklerini ve zengin tarihi mirasını keşfetmek isteyenler için, Ordu dört dörtlük bir destinasyon seçeneği oluşturuyor. Hem...

Upuzun sahilleri, tarihi mirasları ve yeryüzü cennetini andıran doğal güzellikleriyle Giresun; Doğu Karadeniz’in en büyüleyici kentlerinden biri. Özellikle doğa tutkunlarının...

Birbirinden etkileyici doğa harikalarını yakından görmek ve bunu yaparken kalabalıklardan uzak kalmak istiyorsanız, Isparta ülkemizde ziyaret edebileceğiniz en ideal kentlerden...

Bolu’nun Mudurnu ilçesi sınırları içinde bulunan Abant Gölü, kentin en ünlü doğal güzelliklerinin başında geliyor. Öyle ki, gölün çevresindeki bölge...

Bodrum, Türkiye'de özellikle yerli gezginler, seyahat severler için açık ara akla ilk gelen yerlerden birisi. "Halikarnas Balıkçısı" mahlası ile tanıdığımız...

Mimariye meyliniz olmasa bile, bu yükselen yapıları sevebilirsiniz. En etkileyici modern harikalardan bazıları da bulutları delip geçen ve sonsuza kadar...

Artvin, Karadeniz Bölgesi’nin belki de en bakir kalabilmiş kentlerinden biri. Hâlen neredeyse hiç el değmemiş doğal güzelikleri, görkemli ormanları, ünlü...

Türkiye’nin en kuzeyinde, Batı Karadeniz’in de en doğusunda bulunan Sinop; asırlar boyunca önemli bir liman kenti olduğu için bugüne dek...

Yaz turizmi açısından bir cazibe merkezine dönüşen yerleşim yerlerinin hem avantajları hem de dezavantajları var. Fethiye, Bodrum, Marmaris ve Çeşme...

Batı Karadeniz’in doğal güzellikleriyle ün salmış kenti Bartın, özellikle bahar ve yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor....

Urhai, Orhay, Erech, Arach, Edesse, Kaliruha, Ruha… Süryaniler, Helenler, Araplar ve nihayetinde Türklerin hüküm sürdüğü toprakların her toplulukla birlikte aldığı...

Cıvıl cıvıl atmosferi, üniversite gençliği, yemyeşil alanları ve Avrupai görünümü sayesinde Eskişehir; ülkemizin en popüler kentlerinden biri haline gelmiş durumda....

Türkiye gibi muhteşem bir ülkenin maalesef halen gezemediğim 3-5 şehri kaldı. Hangilerini gezemediğimi yazarsam pozitif ayrımcılık olur diye çekindiğimden, şehirleri...

Çok uzun süredir sevdiklerimize sarılabileceğimiz yılbaşı günlerinin gelmesini bekliyoruz. Tekrar ailemizle ve arkadaşlarımız ile birlikte upuzun ve keyifli masalarda oturmayı...

Dünyanın turizm açısından en popüler şehirlerinden birisi olan İstanbul için, aylarca gezseniz bile bitiremeyeceğiniz kadar kalabalık bir keşif listesi oluşturmanız...

Yahya Kemal’in “Sade bir semtini sevmek bile ömre değer.” dediği, Orhan Veli’nin gözleri kapalı dinlediği, Cahit Sıtkı’nın “gökyüzü mahallesi”, Sezai...

Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan İstanbul Boğazı, tarih boyunca medeniyetlerin ilgi odağı olmuş, hem doğal hem de tarihi güzelliklerle çevrelenmiş...

İstanbul’un her köşesinde ayrı güzellikler saklı ama Avrupa yakasının kentin kalbi, tarihi ve kültürel zenginliklerinin merkezi olduğunu söylemek pek de...

İstanbul’da yaşayan ya da bir süreliğine vakit geçiren herkesin bol miktarda gürültüye, kalabalığa ve strese maruz kaldığı bir gerçek. Gündelik...

İstanbul’un her iki yakasında, kalabalık ve hızlı temposundan kaçmak isteyenlerin rahat bir nefes almasına olanak tanıyan, birbirinden büyüleyici yeşil alanlar...

Gönül rahatlığıyla “bir sanat şehri” olarak nitelendirebileceğimiz İstanbul, asırlardır yaratıcı ruhların buluşma noktası. Tarihi yapıları kadar sanat galerileriyle de dikkat...

Antalya’nın kent merkezine yaklaşık 150 kilometre uzaklıkta bulunan ilçesi Demre, aynı zamanda kentin doğal güzellikleri ve tarihi mirasıyla en ön...

Çanakkale’ye bağlı Gökçeada, ülkemizin yüzölçümü bakımından en büyük adası. Ege Denizi’nin masmavi sularında, binbir farklı doğal güzelliğe ve son derece...

Her ne kadar İstanbul’un tarihi mirası ve iş hayatı büyük oranda Avrupa yakası sınırları içinde olsa da, Anadolu yakasının da...

Batı Karadeniz’in en ilgi çekici kentlerinden biri olan Zonguldak, aynı zamanda ülkemizin taş kömürü madenleri alanında en zengin şehri olma...

İstanbul, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de herkesi büyüleyen bir şehir. Bu sayede, şehir hayatının...

Konya, Türkiye’de ve dünyada inanç turizminde en önemli destinasyonlardan biri ancak her şey bununla bitmiyor. Konya gezilecek yerler denilince aslında...

Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimi hakkını vererek yaşayan ve iki kıtayı birbirine bağlayan bir ülkenin tatil cenneti olmaması mümkün...

Ülkemizin her bir köşesinin birbirinden güzel bir tabiata sahip olduğunu biliyoruz ama yine de Türkiye'nin en turistik yerlerinden bir tanesi...

Türkiye'deki En Önemli Tarihi Yapılar ve YerlerTürkiye, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış zengin bir kültürel mirasa sahiptir....

Görkemli ormanlar, tarihi yürüyüş yolları, asırlara meydan okuyan kalıntılar, bakir koylar, yarı tropik bir bitki örtüsü, endemik türler, tertemiz plajlar…...

Kendine has bir ruhu olan tatil merkezlerinde vakit geçirmek, gerçekten ayrı bir keyif. Çünkü turizm potansiyeli yüksek olan ve her...

Ülkemiz, insanlık tarihi boyunca sayısız farklı medeniyete ev sahipliği yapan oldukça özel bir coğrafyada yer alıyor. Bu sayede, neredeyse her...

Ülkemize ev sahipliği yapan bu bereketli coğrafya tarih boyunca sayısız medeniyeti ağırladı. Bu sayede biz de bugün çok zengin bir...

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden bir tanesi olan Erzincan, saklı güzellikleri ile keşfedilmeyi bekleyen ve ziyaret edilmeyi hak eden...

Eski ismi olan Bozok olan Yozgat, Türkiye’nin küçük şehirlerinden bir tanesidir. Doğal güzelliklerinin yanı sıra, tarihçesi de son derece köklüdür....

Bir yanına görkemli Toros Dağları’nı, bir yanına da Seyhan Nehri’ni almış olan Adana, ülkemizin turistik açıdan en etkileyici kentlerinden biri....

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en özel şehirlerinden bir tanesi olan Elazığ’ın eski çağlardaki adı Harput’tur. Yukarı Fırat havzasının doğal güzelliklerini bünyesinde...

Masal diyarını andıran travertenleri, meşhur kaplıcaları ve tarih kokan antik kentleriyle Denizli, yeni yerler keşfetmeyi sevenler için adeta bir hazine...

Ülkemizin termal turizm başkentlerinden biri olan Afyonkarahisar, hem sağlık ve huzur hem de tarih  ve doğa dolu bir kaçamak arayanlar...

Türkiye’nin görülmesi gereken noktalarından olan Sivas’a gitmeyi planlayanlar için bir “Sivas gezilecek yerler listesi” hazırlayalım dedik. Kolları sıvadık, “burayı görmeden...

Türkiye’nin en yüksek zirvesine ev sahipliği yapan Ağrı, görkemli doğası ve zengin tarihiyle Doğu Anadolu’nun en etkileyici şehirlerinden biri. İsmini,...

Spil Dağı’nın eteklerine yayılmış olan Manisa, hem tarih hem de doğa tutkunları için ilgi çekici bir keşif durağı. Osmanlı döneminde...

Ülkemizin en turistik kentlerinden biri olan Balıkesir, Ege ile Marmara’nın kesiştiği bölgede yer alması sayesinde doğanın cömert mirasından fazlasıyla nasibini...

Ege ile Anadolu topraklarının bağlandığı noktada yer alan Uşak, antik çağlardan beri yerleşim tarihine sahip. Bu sayede günümüze de çok...

Kayseri mutfağı o kadar zengin ki, birçoğumuz Kayseri dendiğinde ilk olarak aklımıza bu nefis lezzetleri getiriyoruz. Ancak kentin gastronomi alanındaki...

Doğu Anadolu Bölgesi’nin turistik açıdan en çok ilgi çeken şehirlerinden biri olan Erzurum, hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirası...

Doğu Anadolu Bölgesi, her şehri ile keşfedilmeyi hak eden birçok tarihi, kültürel ve doğal değere sahip bir coğrafyadır. Batının denizi...

Tarihi geçmişi antik çağlara kadar uzanan Aksaray, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan küçük bir şehrimizdir. Büyük bölümü Konya havzasında ve...

Ülkemizin her bir köşesinde mutlaka görülmesi gereken gizli cevherler bulunuyor. Karabük’ün küçücük bir ilçesi olan Safranbolu da bunlardan bir tanesi....

Ege Bölgesi’nin en sevilen tatil merkezlerinden biri olan Kuşadası, özellikle Aydın ve İzmir’de yaşayanlar için mükemmel bir kaçış noktası. Aydın’ın...

Kastamonu, Batı Karadeniz’in incisi. Doğası büyük oranda korunabilmiş ve hem yeşil hem de mavi sevenler için harika manzaralar sunan Kastamonu’da...

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos, ülkemizde bol bol kafa dinleyebileceğiniz ve tertemiz havayı içinize çekerek tatil yapabileceğiniz en cazip...

Trakya Bölgesi’nin turistik açıdan en çok ilgi gören noktalarından biri olan Edirne, hem tarihi değerleri hem de doğal güzellikleri açısından...

Roma İmparatoru Jül Sezar’ın “Geldim, gördüm, yendim” anlamına gelen meşhur “Veni, vidi, vici” sözünü sarfettiği, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden...

Çorum, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle herkes tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Anadolu'nun kalbinde yer alan bu kent, yakın geçmişte...

Batı Karadeniz Bölgesi’nin büyüleyici coğrafyasının içinde; hem İstanbul’a hem de Ankara’ya yalnızca birkaç saat uzaklıkta hem de deniz kıyısında bulunan...

Bolu, doğa tutkunları için gerçek bir yeryüzü cenneti. Başta Abant Gölü Tabiat Parkı ve Yedigöller Milli Parkı olmak üzere, il...

Keşfetmekle bitiremeyeceğiniz kadar çok sayıda tarihi değeri ve doğal güzelliği bir arada görmek için ziyaret edebileceğiniz en ideal şehirlerimizden biri...

Kars, turistik anlamda henüz hâlen hak ettiği ilgiyi görmeyen ve içinde birbirinden etkileyici nice zenginlik barındıran bir şehir. Öyle ki,...

İstanbul’un tarihi ve kültürel mozaiğini en güzel yansıtan semtlerden biri olan Balat, adeta zamanın durduğu bir yer. Daracık sokaklarında yürürken...

İstanbul’un derya deniz tarihçesini keşfetmek, kentin ruhunu hissetmek ve olağanüstü zenginlikteki mirasına tanıklık etmek için rotanızı çevirebileceğiniz semtlerin başında Eminönü...

İstanbul’un kalbinin attığı yerlerden biri olan Taksim, hareketli atmosferi ve enerjisiyle her daim keşfe değer bir destinasyon. Kentin açık ara...

Ege Bölgesi’nin gözde tatil merkezlerinden biri olan Didim; masmavi denizi, altın rengi kumsalları ve tarihi zenginlikleriyle dolu dolu geçecek bir...

Antik çağların izini sürebileceğiniz, Akdeniz’in eşsiz sahillerinin tadını çıkarabileceğiniz, adeta bir keşif cenneti: Side. Özellikle son yıllarda adını genellikle lüks...

Denizli’nin nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Pamukkale, ülkemizin en önemli termal turizm merkezlerinden biri. Yerleşim tarihi antik çağlarda başlamış...

İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince, ülkemizin en güzel dağ köylerinden biri. Tarihi dokusu ve estetiğiyle adeta tabloyu andıran sokakları, Rum...

İstanbul sınırlarından çıkmadan mavi bayraklı plajlara, bakir koylara, yemyeşil ormanlara ve doğayla iç içe konaklama işletmelerine ulaşmak istiyorsanız, doğru adres,...

İstanbul’un Adalar ilçesinin, yani Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, metropol hayatının kalabalık ve stresli atmosferinden uzaklaşmak isteyenler için harika...

Her köşesinden tarihi ve kültürel zenginlikler fışkıran İstanbul, müze gezmeyi sevenler için de adeta bir keşif cenneti. Her adımda geçmişin...

İstanbul’un tarih kokan sokaklarını keşfetmek istiyorsanız, her biri Beyoğlu ilçesine bağlı olan Karaköy, Galata ve Tophane semtleri ideal bir başlangıç...

Yaz tatili dendiğinde herkesin aklına gelen ilk üç yerden biridir, Çeşme. Geçmişte İzmirlilerin sıcaklar bastırdığında yazlıklarına kaçtığı sevimli bir sahil...

Doğa, tarih, gastronomi, kültür, gece hayatı, spor… Alanya’da hakikaten ne ararsanız var. Antalya’nın güzeller güzeli ilçesi, her türden tatil ve...

Tarihçesi Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçmesiyle başlayan hamam kültürü, günümüzde hâlen yaşatılıyor. Bu geleneksel kültürün izlerini en verimli şekilde sürebileceğimiz...

Bir şehri, ülkeyi, kültürü daha yakından tanımak ya da tarihsel bir yolculuğa çıkmak için yapabileceğiniz en doğru ve keyifli şeylerden...

Ülkemizin tarihiyle ilgi çekici şehirlerinden biri Diyarbakır. Uzunlukta Çin Seddi ve İstanbul Surlarından sonra gelen ama güzelliğiyle eşi benzeri olmayan...

Anadolu medeniyetlerinin en önemli beşiklerinden biri olarak görülen bir coğrafyada bulunan Gaziantep, esasen çok zengin bir tarihi ve kültürel mirasa...

Muğla’nın yaz tatilleri ve doğa kaçamakları için en çok tercih edilen adreslerinden biri olan Köyceğiz ilçesi hem doğal güzellikleri hem...

9,4

(2)

Benzer Şeyler
Akçakese Plajı

İstanbul’dan Ağva’ya doğru giderken, Şile’nin merkezini geçtikten sonra biraz daha ilerlediğinizde karşınıza Kabakoz ve daha...

İmrenli Plajı

Şile, İstanbul ve çevresindeki illerde yaşayan kişilerin uzun yol yapmadan deniz kenarına ulaşmak için sıklıkla...

Ormanlı Plajı

İstanbul’un Çatalca ilçesinin Ormanlı Köyü sınırları içinde bulunan Ormanlı Plajı, sessiz ve sakin bir atmosferde...