Adana'nın Yumurtalık ilçesinde ve İskenderun Körfezi’nin kıyılarında yükselen Ayas Antik Kenti, binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyan büyüleyici bir ören yeri. Antik çağlarda Aegeae adıyla bilinen liman kenti, M.Ö. 1. yüzyılda altın çağını yaşarken, Akdeniz ticaretinin kalbinin attığı yerlerden biriymiş. En önemli özelliklerinden biri, dünyada yalnızca üç farklı noktada bulunan kutsal Asklepieion tapınaklarından birine ev sahipliği yapmış olması. Bu tapınakta akan suyun şifa verici gücü olduğuna inanılıyormuş. Helenistik Dönem’den kalma hastane ve tapınak kalıntıları da binlerce yıl öncesinin tıp anlayışına dair değerli ipuçları sunuyor.
Marco Polo'nun doğuya yaptığı efsanevi seyahatlerde iki kez ziyaret ettiğini bildiğimiz Ayas Antik Kenti, Orta Çağ'da Doğu ile Batı arasındaki ticaretin kilit noktalarından biriymiş. Cenevizli ve Venedikli tüccarların koloni kurdukları kent, o dönemde Lajazzo adıyla biliniyormuş. Günümüzde de ören yerinde Marco Polo İskelesi'nin kalıntılarını görmek mümkün. Ancak antik kentteki en dikkat çekici yapıların başında, Ayas Kalesi ve denizden yaklaşık iki yüz metre açıktaki adada yer alan Kız Kalesi geliyor. Her iki kale de Orta Çağ’da inşa edilmiş ve dönemin askeri mimarisinin başarılı örneklerini oluşturuyorlar.
Ayas Antik Kenti’nin günümüze en sağlam durumda ulaşabilmiş yapılarından bir diğeri olan Süleymaniye Kulesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilmiş üç katlı bir gözetleme yapısı. Denizden gelebilecek tehditleri önceden fark etmek amacıyla tasarlanmış ve bazı kaynaklarda Silahlı Ayas Kulesi ismiyle de geçiyor.
Ayas Antik Kenti'ne ulaşım oldukça kolay. Adana merkezine 80 kilometre, Ceyhan'a ise 30 kilometre mesafede. 2025 yılında henüz ören yeri restore edilmediği ya da düzenlenmediği için, girişler tamamen ücretsiz.