İstanbul’un Üsküdar ilçesinde yer alan ve 354 bin metrekarelik bir alana yayılan Validebağ Korusu, kentin en etkileyici ve köklü yeşil alanlarından biri. Adile Sultan Korusu ismiyle de bilinen alan, Anadolu Yakası’ndaki en büyük ikinci parkı olma unvanına sahip. Kadıköy’e bağlı Koşuyolu ve Üsküdar’ın Altunizade ile Barbaros mahallelerinin kesiştiği noktayı oluşturuyor. Tarihi, doğal güzellikleri ve kültürel mirasıyla İstanbul’un gözde yeşil alanlarından biri olarak varlığını koruyor.
Validebağ Korusu’nun tarihçesi, III. Selim dönemine dayanıyor. III. Selim, annesi Mihrişah Valide Sultan için Çamlıca eteklerine bir bağ köşkü inşa ettirmiş. Daha sonra bu yapı, Sultan Abdülmecid tarafından annesi Bezmialem Valide Sultan’a armağan edilmiş. Köşkün korusu da Valide Sultan’a ithafen “Validebağı” olarak anılmaya başlanmış. Bezmialem Valide Sultan, bu alana hem yurt içinden hem de yurt dışından getirttiği bitki ve ağaçlarla süsletmiş. Böylece bir tür botanik bahçesine dönüşen bölge, 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz tarafından kız kardeşi Adile Sultan’a yazlık saray olarak hediye edilmiş. Korunun içine bu dönemde inşa edilen yapıyı, biz bugün Adile Sultan Kasrı ismiyle biliyoruz. Adile Sultan Kasrı da hem kültür merkezi hem de öğretmenevi olarak kullanılıyor.
Cumhuriyet döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’nın kullanımına tahsis edilmiş olan Validebağ Korusu, 1999 yılında yaşanan deprem faciasının ardından birçok kişinin çadır kurduğu ve bir süre sığındığı bir alan olmuştu. Yine bu dönemde birinci derece doğal sit alanı olarak tescil edildi. Anıt ağaçlar ve egzotik bitki türleriyle bezeli olan koruda yaşları 15 ila 400 yıl arasında değişen 40’tan fazla ağaç türü, sincaplar, kuşlar ve daha birçok canlı türü yaşıyor. Özellikle ötücü kuşlar için önemli bir konaklama ve beslenme alanı olduğunu belirtmek gerek.