İstanbul’un Şile ilçesinde yer alan ve bir buçuk asırdan uzun süredir denizcilere kılavuzluk eden Şile Feneri, bölgenin en ünlü tarihi yapılarından biri. 1856 yılında Sultan Abdülmecid’in emriyle inşasına başlanan fener, 8 Ağustos 1859 tarihinde hizmete açılmış. Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na geçecek gemilerin yolunu bulabilmesi açısından hayati bir rol oynuyor. Deniz seviyesinden 67 metre yükseklikte bulunan yapı, aynı zamanda ülkemizin aktif olarak kullanılan en büyük deniz feneri olma özelliğini de taşıyor.
Karadeniz’in hırçın dalgaları ve sert hava koşullarına karşı denizciler için bir rehber işlevi gören Şile Feneri, sekizgen yapılı ve 19 metre yüksekliğinde bir kuleye sahip. Fenerin taş duvarlarının kalınlığı 110 santimetreye ulaşıyor. Gemiler tarafından daha net ve kolay görünebilmesi için kule, 1935 yılında siyah-beyaz renkli ve yatay bantlarla boyanmış. Fenerin ışığı, havanın açık olduğu günlerde 21 deniz mili uzaklıktan seçilebiliyor. Dakikada dörder kez çakan ışık, ilk etapta üç fitilli gaz lambası aracılığıyla yanıyormuş.1968 yılında ise elektrikle çalışan 1000 watt’lık bir lamba kullanılmaya başlanmış.
Optik sistemi ve metal aksamları, Paris’teki Barbeur fabrikasında üretilmiş olan Şile Feneri’nin ışığı sekiz mercekten yayılıyor. Çalışma prensibi ise duvar saatlerinde de kullanılan sarkaç sistemi ile sağlanıyor. Söz konusu sistemin sorunsuz çalışması için, her iki saatte bir yeniden kurulması gerek. Şile Feneri’nin tepesine 72 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, buradan manzara müthiş.
2020 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçirilen Şile Feneri, hâlen orijinal dokusunu koruyor. 17 Ocak 2022 tarihinde restorasyonu tamamlanarak yeniden turizme kazandırılan yapı, Şile’nin en turistik yerlerinden biri. Siz de yolunuz Şile’ye düşerse bu görkemli feneri yakından inceleyebilirsiniz.