Siz de Tellioğullarıyla, Seferoğullarının bir türlü paylaşamadığı “Yeşil Vadiyi” aramak ya da İbrahim Tatlıses gibi kendinizi “Sabuha” için çöllere atmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Biz her ne kadar izlerken uçsuz bucaksız çöllerde çekildiğini düşünerek serap göre duralım, o kum tepeleri Patara Plajında yer alıyor. Antalya’nın Kaş ilçesi içinde bulunan ve Patara antik kentinin devamında yer alan Patara Plajı 18 kilometrelik uzunluğuyla Akdeniz’in de en uzun plajı olma özelliğini taşıyor. Her yıl binlerce yerli, yabancı turist bu mükemmel doğa harikasını görmek için Patara’ya akın ediyor.
Turizm bakanlığı tarafından “2020 Patara yılı” ilan edilen bu plaj aynı zamanda Caretta Caretta’ların da yumurtalarını bıraktığı koruma altında olan plajlardan biri. Bu nedenle plajda kamp yapmak yasak ve akşam 20.00’den sonra kapanıyor. Yeme-içme seçeneğinin fazla olmadığı kumsalda ücret karşılığı şezlong, şemsiye kiralayabilir, atlı turlarla kumul tepelerinde dolaşabilirsiniz. Çoğunlukla dalgalı ve sıcak olan denizinde serinlemek, incecik kumlarında dolaşmak ve güneşin batışını izlemek için harika bir atmosfer sunan Patara Plajı, sonsuz bir mavilik ve kum birlikteliği ile kendine hayran bırakıyor. Plaj girişi ücretli ancak yanınızda müze kart varsa o da geçerli oluyor. Ama kumlara uzanıp rüzgarın ve dalgaların sesiyle terapi yapmak bedava.
Patara, aynı zamanda önemli bir tarihi ve arkeolojik alanın parçasıdır. Plajın hemen arkasında, antik Patara şehrinin kalıntıları bulunuyor. Bu şehir, Likya uygarlığının önemli şehirlerinden biriydi ve tarihte önemli bir liman kenti olarak biliniyor. Plajı ziyaret edenler, aynı zamanda antik tiyatro, meclis binası, tapınaklar ve diğer tarihi yapıları keşfetme fırsatı buluyorlar.
Patara Plajı, doğal güzelliğinin yanı sıra biyolojik çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor. Özellikle nesli tehlike altında olan Caretta caretta (Akdeniz kaplumbağası) için önemli bir üreme alanıdır. Bu sebeple plaj, yaz aylarında kaplumbağaların yumurtlama döneminde özel koruma altına alınıyor.
Doğal ve tarihi zenginlikleriyle bilinen Patara, sakin ve huzurlu bir atmosfer sunuyor. Plajın uzunluğu, ziyaretçilere kalabalıklardan uzak, geniş bir alanda deniz ve güneşin tadını çıkarma imkanı sağlıyor. Bölge, doğa yürüyüşleri, kuş gözlemciliği ve tarihî keşifler için de ideal.
Turizm açısından Patara, hem doğaseverlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çeken, çevresel ve kültürel değerleriyle öne çıkan bir destinasyondur. Patara Plajı, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla Türkiye'nin en özel plajlarından biri olarak kabul ediliyor.
Yurt dışına gitmek istemeyen sörfçülerimiz için Patara Plajı oldukça elverişli. Ayrıca Yeni Zelanda Ninety Mile Plajı’nda kum tepeleri varsa bizim de Patara Plajı’nda kum tepelerimiz var. En tatlısı da burada deniz kaplumbağaları ile karşılaşabilirsiniz.