Lületaşı, dünyada yalnızca Eskişehir’de çıkarılabilen ve dolayısıyla zaman içinde kentin en önemli simgelerinden birine dönüşmüş olan bir maden. Eskişehir Taşı ya da Deniz Köpüğü isimleriyle de anılan bu değerli maden, toprağın yüz elli metreye kadar olan derinliklerinde bulunuyor. Lületaşının ilk ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli rivayetler de yıllardır kulaktan kulağa dolaşıyor. Bir rivayete göre, Lületaşını ilk kez bir köstebek bulmuş. Bir gün Karatepe’den çevredeki başka bir köye giden bir delikanlı yemek yemek için yere oturup azığını çıkarınca, topraktaki deliğin içinde beyaz bir taşı yuvarlayıp delikten çıkarmaya çalışan bir köstebeği fark etmiş. Elini bu taşa uzattığı anda ise köstebek hemen deliğe kaçmış. Delikanlı bir süre taşı inceledikten sonra bıçağını alıp onu yontmaya başlamış. Taştan bir anda feryat yükselince delikanlı korkup onu elinden fırlatmış. Yere düşen taş bir anda genç bir kıza dönüşüp aynı delikten kaçmış.
Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinin tarihi kentsel sit alanı içindeki Kurşunlu Külliyesi’nde yer alan Lületaşı Müzesi, 2008 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor. Eskişehir Valiliği’nin 1998 yılından beri gerçekleştirdiği uluslarası lületaşı festivallerinde, yarışmalarda ve sergilerde yer alan eserler; bu müzede sergileniyor. Altmış farklı sanatçının yaklaşık 400 eserine ev sahipliği yapan Lületaşı Müzesi, haftanın her günü 08:00 ile 22:00 saatleri arasında ziyarete açık. Müzeye girişler ücretsiz. Eğer siz de lületaşı madenini daha yakından incelemek ve birbirinden ilgi çekici eserlere göz atmak istiyorsanız Lületaşı Müzesi’nin ziyaretçilerinden biri olabilirsiniz.