Silifke ilçe merkezinden yaklaşık dört kilometre uzakta bulunan Aya Tekla Yeraltı Kilisesi, Hristiyanlık için büyük öneme sahip bir ören yeri. Mersin’in en önemli kültürel ve dini yapılarından biri olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Kilisenin en önemli özelliği, İsa Peygamber’in havarilerinden Aziz Paul’ün öğretilerinden etkilenen Azize Tekla’nın hayatına dair anlatıları barındırması. Paganların baskısından kaçan Azize Tekla’nın, Hristiyanlığı yaymak için geldiği bu bölgede bir mağaraya sığınarak hayatını sürdürdüğü ve mucizeleriyle hastaları iyileştirdiği rivayet ediliyor. İnanışa göre, burada tekrar öldürülmek istenince mağarada kaybolmuş ve bu olaydan sonra da mağara kutsal kabul edilmiş. 4. yüzyılda kiliseye dönüştürülen mağara, Hristiyanlığın serbest bırakılmasından önce uzun süre boyunca gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmış.
Yeraltı Kilisesi olarak da adlandırılan Aya Tekla Kilisesi, Silifke’nin kıyısında konumlanmış geniş bir hac alanı haline gelmiş. Kilisenin çevresinde yer alan Aya Tekla Bazilikası, Kubbeli Kilise, sarnıçlar ve hamam kalıntıları, bölgenin asırlar boyunca dini yapılarla donatıldığını gösteriyor. Tarihi kayıtlara göre, kuzey kilisesi 5. yüzyılda Bizans İmparatoru Zeno tarafından Azize Tekla’ya ithafen inşa ettirilmiş. Günümüzde yalnızca yeraltı kilisesi sağlam şekilde ayakta. Alman araştırmacılar Ernst Herzfeld ve Samuel Guyer’in bölgedeki arkeolojik kazılarıyla dünyanın dikkatini çeken ören yeri, günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Aya Tekla Yeraltı Kilisesi, II. yüzyıla tarihlenen Pavlus ve Tekla Eylemleri ile Ayâ Tekla’nın Yaşamı ve Mucizeleri gibi dini metinlerde de sözü edilen bir yapı. Rivayetlere göre, burada gerçekleşen mucizeler, kiliseye hem yerel halk hem de Hristiyan hacılar nezdinde özel bir değer kazandırmış. Azize Tekla’nın Silifke’de Hristiyanlık adına verdiği mücadele tarih boyunca anlatılmış ve onun yeraltında kayıplara karışması da büyük bir mucize olarak değerlendirilmiş. Tekla’nın mucizelerine tanıklık eden Yeraltı Kilisesi ve çevresindeki kalıntılar, günümüzde bölgenin derin manevi atmosferini yaşatmaya devam ediyor.