Hatay'ın Samandağ ilçesinde bulunan St. Simon Manastırı, yaklaşık 480 metre yükseklikte bir tepenin üzerine inşa edilmiş. Antakya-Samandağ yolundan da görülebilen bu görkemli ibadethane, 6. yüzyıldan bu yana varlığını koruyor. Hem mimari hem de tarihi açıdan çok kıymetli olmasının yanı sıra, konumu itibarıyla manzarası da son derece etkileyici. Manastır, ne yazık ki 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle ağır hasarlar aldı ve 2025 yılı itibarıyla hâlen restorasyonda. Ancak en kısa sürede eski ihtişamına kavuşması ve yeniden ziyaretçileriyle buluşması hedefleniyor.
Manastıra ismini veren St. Simon, küçük yaşta din eğitimi almaya başlamış ve ilerleyen süreçte kendini tümüyle Tanrı'ya adayarak bu dağa çıkmış. Yaşamı boyunca halkın çok saygı duyduğu, hatta hastalıklara şifa verdiğine inandığı biriymiş. Öyle ki, onun çıktığı dağın bulunduğu bölge, o dönemde halk tarafından “Mucizeler Dağı” olarak anılmaya başlanmış. St. Simon, yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki taş sütunun tepesinde tam 45 yıl boyunca inzivaya çekilmiş. Bu sürecin ardından da Stilitler Tarikatı'nın doğduğu biliniyor.
St. Simon Manastırı, 132x160 metre ebatlarında. Hem kayaların oyulmasıyla hem de kesme taşlarla inşa edilmiş. Birbirine paralel iki duvarla çevrili komplekste üç farklı kilise, bir vaftizhane ve sekizgen bir avlu yer alıyor. Avlunun tam ortasında ise o meşhur sütunun kalıntıları mevcut.
Manastır yerleşkesinde dolaşırken, sarnıçları, evleri, mutfağı ve kileri görmek mümkün. Her bir detay, burada yaşamış olan dini toplulukların günlük hayatlarından izler taşıyor. Etrafı saran rüzgar gülleri ve doğayla özdeşleşen mimarisi, bu kutsal mekanın huzur verici atmosferini daha da güçlendiriyor.
Erken Hristiyanlığın önemli hac merkezlerinden biri olarak kabul edilen St. Simon Manastırı, inanç turizmi açısından Türkiye'nin en değerli noktalarından biri. Uzun yıllardan beri hem yerli hem de yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor.