Balıkesir’e bağlı Marmara Adaları’nın en büyük üyesi olan Marmara Adası, aynı zamanda ülkemizin ikinci büyük adası olma ünvanına sahip. Avşa Adası, Yiğitler Köyü ve Ekinlik Adası da idari olarak ona bağlı. Yerleşim tarihçesi Miletoslulara kadar uzanan Marmara Adası, 15. yüzyıl ve sonrasında Türkleri ağırlamaya başlamış. Mübadele yıllarına dek Rumların ve Türklerin bir arada dostluk içinde yaşadıkları yerleşim, Lozan Antlaşması’ndan sonra Girit Adası’ndan ve Karadeniz Bölgesi’nden gelen Türklerin memleketi haline gelmiş. Bugün ise turistik açıdan oldukça popüler. Özellikle sakin, huzurlu, sessiz ve doğasıyla insanı büyüleyen bir destinasyon arayanlar için dört dörtlük bir keşif durağı alternatifi oluşturuyor.
Yaklaşık 110 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan Marmara Adası, Kapıdağ Yarımadası’yla Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi arasında kalan denizde gizlenmiş durumda. İsmi, adanın doğal yapısını da oluşturan ve çağlar boyu önemli bir geçim kaynağı olan mermerden gelmiş. Günümüzde adada hâlen eski Rum evlerini ve tarihi yapıları görmek mümkün. Mermer ocaklarına ait olan kalıntıların tarihçesi ise M.Ö. 2.-3. yüzyıllara kadar uzanıyor.
Hem Tekirdağ ve İstanbul’dan hem de Erdek’ten deniz otobüsüyle ve feribotla ulaşım sağlanabilen Marmara Adası, havanın güzel olduğu günlerde metropolün kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşmak için harika bir rota. Tertemiz denizi, uzun plajları, zengin florası ve tarihi dokusuyla çok etkileyici bir panoramaya sahip. Adayı baştan sona keşfetmek için araçla feribota binmek çok daha pratik olacaktır. Ancak eğer aracınız yoksa da çok zorlanacağınızı düşünmüyoruz. Marmara Adası’nda bir uçtan diğerine gitmek oldukça kısa sürüyor. En uzun mesafelerde de taksi kullanmanız mümkün.