Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde yer alan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, kente 16. yüzyıldan miras kalan görkemli bir yapı kompleksi. İnşası 1569 ile 1570 yılları arasında tamamlanan tarihi ibadethane, yalnızca bir ibadet mekanını değil, aynı zamanda Osmanlı kentleşmesinin en güzel örneklerinden birini temsil ediyor. Devrin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa'nın vizyoner projesi sayesinde şehre kazandırılan kompleks, Lüleburgaz’ı önemli bir menzil noktası haline getirmek açısından hayati bir rol oynamış. Lüleburgaz’ın İstanbul-Edirne-Belgrad hattındaki stratejik konumu, bölgenin Roma döneminden beri hep dikkat çekmesini sağlamış. Özellikle Kanuni dönemindeki Balkan seferleriyle birlikte kritik bir önem kazanan ilçe, Mimar Sinan ve Hassa Mimarları Ocağı’nın imzasını taşıyan 40 bin metrekarelik devasa külliye ile daha da görkemli bir görünüme kavuşmuş.
Cami, medrese, kervansaray, imaret, arasta ve hamamdan oluşan Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, inşa edildiği dönemde tam anlamıyla bir kent içinde kent özelliği taşıyormuş. Özellikle 59 dükkanı bulunan arastası, dönemin ticaret hayatının nabzının attığı yermiş. Külliyenin kalbi sayılan cami, bugün de ziyaretçilerini büyülemeyi başarıyor. Zengin kalem işi süslemeleri, kubbesindeki hat yazıları ve pencerelerindeki ustalıklı detaylar ile gerçek bir sanat eseri. Ne yazık ki Balkan Savaşları sırasında caminin kubbesi ağır hasarlar almış, ancak 1937'de yeniden inşa edilmiş.
Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Balkanlar’a çıkan orduların konakladığı, ticaret kervanlarının mola verdiği, atların biraz nefes aldığı bir destinasyon da olmuş. Sıbyan mektebi ve medresesiyle eğitim merkezi, imarethane ve tabhane ile sosyal yardım kurumu görevini de üstlenmiş. Kısacası, Lüleburgaz’ın kalbi asırlarca burada atmış. 1952-1968 yılları arasında kapsamlı bir restorasyondan geçirilen külliye, günümüzde hala ayakta olan bölümleriyle ziyaretçilerine 16. yüzyılın ihtişamını yaşatıyor.