Kütahya'nın zengin tarihi mirasını en yoğun şekilde yansıtan lokasyonlardan biri olan Germiyan Sokak, Şapçızade ve Karaca Konakları isimli iki görkemli yapıya ev sahipliği yapıyor. 1912 yılında inşa edilmiş olan tarihi konaklar, günümüzde Kütahya Kent Tarihi Müzesine dönüştürülmüş durumda. 2010 yılında Kütahya Belediyesi tarafından restore edildikten sonra özel müze statüsüyle ziyaretçilerine kapılarını açtılar. O gün bugündür, içeri adım atan herkesi keyifli bir zaman yolculuğuna çıkarıyorlar.
Üç katlı Kütahya Kent Tarihi Müzesi’nin zemin katında Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait bilgi, belge ve fotoğraflarla Kütahya'nın zengin tarihi serüvenini keşfetmek mümkün. Ayrıca, kentte basılan sikkeler, Aizanoi Antik Kenti hakkında bilgiler ve 1930'lu yılların Kütahya'sını günümüzle karşılaştıran nostaljik fotoğraflar da burada sergileniyor.
Birinci katta, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel mesleklerin dünyası yaşatılıyor. Demirci, bakırcı, kalaycı, keçeci, sepetçi, dülger, bıçakçı, semerci, nalbant, saraç ve kunduracı gibi esnafların dükkanları, geçmişte kullanılan orijinal aletlerle birlikte canlandırılmış. İkinci katta ise geleneksel Kütahya ev yaşamının sıcak atmosferine konuk olmak mümkün. Kına geceleri, günlük oturma odaları, yatak odaları, erkeklerin sohbet ettiği selamlık bölümleri ve mutfak; dönemin gerçek objeleri ve mankenler aracılığıyla canlandırılmış. El emeği göz nuru dokuma halılar da bu bölümün çarpıcı örneklerinden.
Müzenin bahçesi de çini sanatının tüm inceliklerinin sergilendiği bir açık hava atölyesi gibi. Bildiğiniz üzere, Kütahya, dünyada çini sanatının merkezi olarak kabul ediliyor. Bahçede bu eşsiz sanatın hammaddelerinden kalıplarına, tahririnden fırınlamasına kadar tüm üretim aşamalarını görebiliyorsunuz. Müze binasının bitişiğindeki konakta ise kentin kültürel hafızasını yaşatan bir arşiv bölümü, kütüphane ve konferans salonu mevcut. Sergi salonlarında Kütahyalı sanatçıların yağlı boya eserleri de sanatseverlerle buluşuyor.