İzmit'teki tarihi tren istasyonu kompleksi içinde bulunan Kocaeli Arkeoloji Müzesi, geçmişin izlerini günümüze taşıyan eşsiz bir kültür hazinesi. 1873 ile 1910 yılları arasında Alman mimar Otto Ritter'in planlarıyla inşa edilen 21 dönümlük tarihi gar alanı, kentin endüstriyel mirasıyla arkeolojik zenginliğini buluşturan harika bir keşif noktası.
Kocaeli Arkeoloji Müzesi’nin hikayesi, aslında 1938 yılında, SEKA Kağıt Fabrikası’nın temeli kazılırken tesadüfen ortaya çıkan eserlerle başlamış. İlk etapta geçici mekanlarda sergilenen eserler, 2007 yılında gar binasına kurulan bu müzeye taşınmış. Müzeye ev sahipliği yapan yapı, iki tekel deposunun birleşiminden oluşuyor. Buraya modern teşhir salonları inşa edilmiş ve tüm eserler kronolojik olarak düzenlenmiş şekilde sunuluyor.
Paleolitik çağdan Osmanlı dönemine kadar uzanan geniş bir yelpazede eserleri içinde barındıran Kocaeli Arkeoloji Müzesi’nde sergileyen müzede, özellikle bazı eserler çok dikkat çekici. Örneğin, girişte karşınıza çıkacak Herakles heykeli, dünyanın en büyük ikinci Herakles heykeli olma özelliğine sahip. İzmit’in Çukurbağ Mahallesi’nde 2001 yılından beri devam eden kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan eserler de son derece kıymetli. Kayıp Roma başkenti Nikomedia'nın en büyük arkeolojik veri grubunu oluşturan bu koleksiyonun içinde, İmparator Diokletianus döneminde (MS 284-305) inşa edilen imparatorluk kompleksinden çıkan kırmızı boyalı rölyefler de var.
2020 yılında Kerpe kıyılarında bulunan amforalardan Kybele kültüne ait eserlere, geniş bir sikke koleksiyonundan lahitlere ve heykellere uzanan zenginliğiyle Kocaeli Arkeoloji Müzesi; bizce tarih ve arkeoloji meraklılarının mutlaka ziyaret etmesi gereken bir destinasyon. Pazartesi günleri kapalı olan müzeye girişte MüzeKart geçiyor.