İzmir’in Konak ilçesinde, Konak Meydanı’na ve Konak Metro İstasyonu’na çok yakın bir konumda bulunan İzmir Milli Kütüphane, ülkemizin isminde “milli” sözcüğü geçen ve bir sivil toplum girişimiyle açıllan ilk kütüphanesi olma özelliğine sahip. Bu tarihi kütüphanenin temelleri, 1911 yılında Kadızade İbrahim Refik’in önderliğindeki bir grup aydının İzmir’de bir Milli Kütüphane kurmaya karar vermesi sonucunda atılmış. Milli Kütüphane ve Teşvik-i Maarif Encümeni’ni kuran aydınlar, hem maddi yardım hem de kitap yardımları topladıktan sonra 6 Temmuz 1912’de Salepçioğlu Konağı’nın selamlık bölümünde Milli Kütüphane’nin kapılarını ziyaretçilere açmışlar.
Ancak kütüphaneye gelir sağlamak gerekiyormuş. Bu nedenle konağın bahçesine bir de sinema binası inşa edilmiş. Elhamra Sineması olarak adlandırılan bu sinemadan elde edilen gelirler ve zamanla kütüphane binasının alan açısından yetersiz kalması, doğrudan Milli Kütüphane için bir bina inşa edilmesi ihtiyacını doğurmuş. Böylece 1925 yılında İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti kurulmuş ve günümüzde hâlen varlığını koruyan İzmir Milli Kütüphane binası 31 Ekim 1933 tarihinde büyük bir törenle açılmış.
Günümüzde üzerinde bulunduğu caddeye de ismini veren İzmir Milli Kütüphane, son derece mütevazi imkanlarla kurulmuş olması ve tarihe meydan okuyarak hâlen kentin bilim ve fikir hayatına önemli katkılar sağlaması nedeniyle çok kıymetli bir durak. Yüz binlerce kitaba ve binlerce dergi ile gazeteye ev sahipliği yapan bu yapı, Mimar Kemalettin ve Vedat Bey’in öncü olduğu neo-klasik Türk mimarisinin de en göz alıcı örneklerinden biri. Hem kütüphane hem de sinema binaları mimar Tahsin Sermet’in imzasını taşıyor. Keza Tahsin Sermet’in neo-klasik Türk mimarisinin İzmir’deki en önemli uygulayıcısı olduğu da biliniyor. Günümüzde İzmir Milli Kütüphane ile Elhamra Sineması’nın birlikte bulunduğu külliye alanı, toplamda 2006 metrekarelik bir alanı kaplıyor.