Hem tarihi hem de doğal güzellikleri bakımından gerçek bir keşif cenneti olan Fethiye, günümüzde hayalet köy olarak da adlandırılan Kayaköy gibi ilginç bir yerleşim yerine ev sahipliği yapıyor. Kayaköy’ün bulunduğu bölgede 17. yüzyılda yaklaşık 20 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Karmylassos şehri bulunuyormuş. 18. yüzyılda bölgeye Levissi isimli yeni bir köy daha kurulmuş. Her ikisi de Rumlar tarafından kurulan bu köyler, ne yazık ki I. Dünya Savaşı’ndan başlayıp mübadele yıllarına kadar ilerleyen süreçte aşama aşama boşalmış. Mübadelede Kayaköy’deki topraklar Rumeli’den gelen Müslümanlara verilmiş ama onlar buradaki dik yamaçlarda yaşamaya alışık olmadıkları için Kayaköy’den de göç etmişler. Nihayetinde Kayaköy, olduğu yerde kalakalmış.
Afkule Manastırı’da Kayaköy’deki en dikkat çekici yapılardan biri. Söylentilere göre bu manastır Ayios Elefterios isimli bir keşiş tarafından bir çilehane olarak inşa edilmiş. Denizden yaklaşık 400 metre yükseklikte ve tahminen 5. ya da 6. yüzyıldan beri varlığını koruyor. Artık harabe haline gelmiş olsa da, manastırın en dikkat çekici özelliklerinden biri Trabzon’un meşhur Sümela Manastırı’nın küçük bir kopyası gibi olması. Hatta bu sebeple “Küçük Sümela” olarak da adlandırılıyor.
Afkule Manastırı’na giden yol 2024 yılında hâlen oldukça bozuk. Orman yolundan yaklaşık 950 metre ilerledikten sonra trafiğe kapalı olan bölüme geliyorsunuz. Yaklaşık 850 metre boyunca küçük patikayı yayan halde takip etmeniz gerekiyor. Ancak Afkule Manastırı’nın manzarası o kadar güzel ki, kondisyonuna güvenen kişilerin bu yolu tepmesine kesinlikle değeceğini de belirtmek gerek. Manastıra giden patikanın büyük bir kısmı ormanlarla çevrili. Bir kısmına da Akkula Deresi paralel şekilde eşlik ediyor. Dolayısıyla yürürken de doğa manzaralarının tadını çıkarabiliyorsunuz.