İzmir'in saklı kalmış hazinelerinden biri olan Ödemiş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Mutahhar Başoğlu isimli bir koleksiyoncunun cömertliği sayesinde hayat bulmuş bir kültür mirası. Başoğlu’nun arsasını devlete bağışlamasıyla 1987 yılında ziyaretçilerine kapılarını açan müze, 2015 yılında geçirdiği yenileme sonrasında bugünkü görünümüne kavuşmuş. Müzenin en çarpıcı özelliği, çadır formunda tasarlanmış özel mimarisi. Tek salonlu bu yapının içinde İlk Tunç Çağı'ndan Osmanlı dönemine kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kapsayan eserler, kronolojik sırayla sergileniyor.
Müzenin arkeoloji bölümünde, bölgenin antik kentlerinde gün yüzüne çıkarılan değerli buluntular mevcut. Hypaipa, Neikaia, Palaiapolis ve Koloe gibi tarihi yerleşimlerden çıkarılan seramikler, heykeller, kandiller ve süs eşyaları kesinlikle görülmeye değer. Özellikle pişmiş toprak figürinler ve bronz objeler, binlerce yıl öncesinin yaşam tarzı hakkında önemli ipuçları sunuyor. Müzenin sikke koleksiyonu da oldukça zengin. Burada, Lidya döneminden Osmanlı'ya kadar farklı medeniyetlere ait bin adet sikkeyi bir arada görebilirsiniz.
Ödemiş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin etnografya kısmında ise Osmanlı ve erken Cumhuriyet döneminin gündelik yaşamı hakkında ipuçlar veren objeler var. El işlemeleri, geleneksel giysiler, bakır ve gümüş eşyalar; bunlardan yalnızca bazıları. Silah koleksiyonu da oldukça dikkat çekici.
Toplam koleksiyonu 16 bini aşan eserden oluşan müze, Küçük Menderes Nehri’nin ihtişamlı ovası üzerine kurulmuş. Hürriyet Mahallesi sınırları içinde yer alan kurumu, haftanın pazartesi haricindeki her gününde ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.