Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı Sarpdere Köyü yakınlarında bulunan Dupnisa Mağarası, Trakya topraklarında turizme açılmış tek mağara olma unvanına sahip. Yaklaşık 180 milyon yılda oluşmuş olan bu görkemli doğa harikası, Istranca Dağları’nın kalbinde ve Rezve Deresi’nin oluşturduğu vadilerin tam ortasında yer alıyor. Haliyle yalnızca mağaranın içinde değil, çevresinde de müthiş doğal güzellikler keşfedebiliyorsunuz.
“Dupnisa”, Bulgarcada "delik" demek. Ancak bu isim, mağaranın içindeki ihtişamı anlatmak açısından epey yetersiz. İki kata ve üç ayrı mağaraya sahip bu yeraltı sistemi, 2720 metrelik toplam uzunluğuyla adeta gizli bir şehir gibi. Dupnisa’nın üst katındaki Kuru Mağara'da, dev boyutlara ulaşan sarkıt ve dikitlerle süslü salonlar mevcut. Süt beyazından kırmızı ve kahverengi tonlarına uzanan renk geçişleri, doğanın ne kadar yaratıcı bir sanatçı olduğunu gösteriyor. 50-60 metre aşağıda ise Sulu Mağara var. İçinden sürekli akan yeraltı nehri ve derinliği 2 metreyi aşan kristal berraklığındaki gölleriyle bu mağara, adeta başka bir gezegene yolculuk yapmış hissini veriyor.
Mağaranın katları ve bölümleri arasında ciddi sıcaklık ve nem oranı değişimleri yaşanıyor. Örneğin, Kuru Mağara'da 17 derece sıcaklık ve %60-70 nem varken, Sulu Mağara’da 10-12 derece sıcaklık ve %80-90 nem hakim. Bu fark, iki bölüm arasında doğal bir hava akımı yaratıyor. Dupnisa Mağarası’nın havasının bazı rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılmasının en önemli sebeplerinden biri de bu.
11 türden yaklaşık 60 bin yarasanın yaşam alanı olan Dupnisa Mağarası’nda, yarasalar ağırlıklı olarak Kız Mağarası olarak adlandırılan bölümde. Ancak bu bölüm, yarasaların korunabilmesi amacıyla turizme açılmamış. Dilerseniz, Kuru Mağara'nın 200 metrelik ve Sulu Mağara'nın 250 metrelik bölümlerini güvenle ziyaret edebiliyorsunuz. Yine yarasaların doğal yaşamının olumsuz etkilenmemesi için, onların üreme dönemi olan 15 Kasım - 15 Mayıs tarihleri arasında Sulu Mağara ziyarete kapanıyor. Kuru Mağara ise yılın 12 ayı açık.