Aydın’ın Nazilli ilçesine bağlı Esenköy beldesinin sınırları içinde bulunan Arpaz Kalesi, hem mimari güzelliği hem de çalkantılı tarihiyle dikkat çeken bir yapı. Antik Karia bölgesindeki Harpasa Antik Kenti topraklarında inşa edilen bu tarihi kale kompleksi, "akarsu kenti" anlamına gelen Arpa(a)ssa kelimesinden ismini almış.
19. yüzyıl başlarında Arpaz Beyi Hacı Hasan tarafından inşa ettirilen Arpaz Kalesi, aslında kaleden çok bir şatoyu andırıyor. Hacı Hasan'ın Rodos'tan getirttiği usta işçilerin emeğinin ürünü ve dönemin en sağlam müstahkem konaklarından biri olma özelliği taşıyor. Arpaz Kalesi’nin kule, konak, hamam, sarnıç ve çeşitli depo yapıları gibi birçok farklı bölümü var. Özellikle kule yapısı, geçmişte hem gözetleme hem savunma işlevlerine sahip olduğu için büyük önem taşıyormuş. Kulenin bodrumunda bir hapishane, hemen yanında da üç katlı Beyler Konağı yer alıyor.
Ne yazık ki, saydığımız tüm bu özelliklerine rağmen, günümüzde Arpaz Kalesi hak ettiği ilgiyi ve özeni görebilmiş değil. Hatta kalenin çevresinde 17. yüzyıla ait kalıntılar da var, ancak restorasyon çalışması tamamlanmadığı için bu bölge eski görkemine kavuşamamış. Arpaz ailesinin yıllar önce Nazilli Belediyesi’ne hibe ettiği yapı, 2020 yılından bu yana restorasyonda. En kısa zamanda müzeye dönüştürülerek turizme kazandırılması planlanıyor.
Siz bu yazıyı okurken restorasyon hâlen tamamlanmamış olsa da, bölgeye yolunuz düşerse kaleyi görmenizi tavsiye ederiz. Çünkü Arpaz Kalesi'nin tarihi, sadece mimari değil aynı zamanda efsanevi kahramanlarla da örülü. Örneğin, Atçalı Kel Mehmet Efe'nin burada çoban olarak çalıştığı, sonrasında yaşanan olaylar nedeniyle dağa çıkarak isyan ettiği rivayet ediliyor. Çakırcalı Mehmet Efe'nin meşhur türküsünde geçen "Yakarız konakları" dizelerinde adı geçen konak da işte bu Arpaz Konağı.