Çanakkale’nin Trakya topraklarında bulunan iki ilçesinden biri olan Eceabat, Gelibolu Yarımadası’nın güney ve güneybatı kısımlarında yer alıyor. 490 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan ilçenin toplamda on iki farklı köyü var. Eceabat, tarih boyunca Asya ve Avrupa arasında bağlantı noktası oluşturan bölgelerden birinde yer aldığı için hep önem teşkil eden bir yer olmuş. Ancak elbette günümüzde sahip olduğu tarihi değerlerin büyük çoğunluğunu Çanakkale Savaşları’nın bıraktığı izler oluşturuyor. Eğer Çanakkale Savaşları’nın atmosferini daha yakından hissetmek ve Türk ordusunun bir savunma destanı yazdığı bu savaş hakkında daha detaylı bilgiler öğrenmek istiyorsanız; öncelikli olarak ziyaret etmeniz gereken iki ilçe var: Eceabat ve Gelibolu. Keza feribotla Eceabat’a geçerken sizi ilk olarak “DUR YOLCU” yazısı karşılıyor.
Yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre tarihçesi Tunç Çağı olarak da adlandırılan M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan Eceabat, tıpkı Gelibolu gibi ilçe statüsünü 1926 yılında kazanmış. Çanakkale Savaşları’nı daha iyi anlamak için gitmeniz gereken ilk yer olan ve milli park statüsü taşıyan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı da -her ne kadar isminde Gelibolu sözcüğü geçse de- aslında Eceabat ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Kilitbahir, Seddülbahir ve Bigalı kaleleri; Namazgâh, Mecidiye ve Ertuğrul tabyaları; Çanakkale Şehitler Abidesi, 57. Piyade Alayı Şehitliği, 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi… Eceabat'ta ziyaret etmenizi mutlaka tavsiye ettiğimiz duraklar saymakla bitmiyor. Siz de bir milletin tarihini baştan sona değiştiren Çanakkale Savaşları’nın gerçekleştiği toprakları daha yakından tanımak için mutlaka rotanızı Eceabat’a -ve elbette Gelibolu’ya- çevirmelisiniz.