Türkiye’nin en popüler kış sporları merkezi olan Uludağ, her yıl yaklaşık 4-5 ay boyunca karla kaplı olması sayesinde kış sezonu boyunca yüz binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. 1961 yılından beri milli park statüsüne sahip olan Uludağ Milli Parkı da hem kış sezonunda hem de yılın geri kalan tüm dönemlerinde doğa tutkunları tarafından ziyaretçi akınına uğruyor. Uludağ Milli Parkı’nın bitki örtüsü son derece zengin. 350 metreye kadar Akdeniz iklimi hakimiyetinde olması nedeniyle maki ve frigana bitki örtüsüne sahip olan alan, rakım yükseldikçe karışık kestane ormanı, sık doğu kayını ve Uludağ göknarı gibi orman kuşaklarına ev sahipliği yapıyor. Özellikle Uludağ göknarı ülkemizin en önemli endemik ağaç türleri arasında yer aldığı için, Uludağ Milli Parkı ziyaretçilerine yılın her döneminde nefes kesen manzaralar ve harika bir doğa sunabiliyor.
Mitolojideki adı Olymposmysios olan ve 1925 yılından beri şimdiki ismini taşıyan Uludağ’da toplamda 137 farklı endemik tür mevcut. Söz konusu türlerin üçünün nesli küresel ölçekte tehlike altında. Uludağ Milli Parkı’nda yılın ortalama dört ayında kış sporları yapılabiliyor, ancak parkın ziyaretçilerine sunduğu olanaklar bu süreçle sınırlı değil. Snowboard’dan big foot’a, kar motosikleti turundan kayağa ve buz patenine kadar sayısız aktivite için dört dörtlük bir ortam oluşturan milli park; yaz ve bahar aylarında da kamp, trekking, piknik ve dağcılık aktiviteleri için son derece cazip bir destinasyona dönüşüyor. Uludağ Milli Parkı’na günübirlik ziyaretler düzenlemenin yanı sıra, bu doğa cennetinde konaklamak da mümkün. Çünkü milli parkın sınırları içinde hem çok sayıda kış oteli seçeneği, hem de toplamda 70 tane ahşap orman köşkü bulunuyor. Kamp tutkunları ise tercihini çadırda ya da karavanda konaklamak amacıyla kamp alanlarından yana kullanabiliyor. Milli park sınırlarında tuvalet, seyir terası, piknik alanları, restoran, büfe, kafeterya, çay bahçesi ve çeşme gibi olanaklar mevcut olduğu için; kamp tutkunları burada konaklarken tüm ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabiliyor.
