Çanakkale’nin ilçelerinden biri olan Gökçeada, büyüleyici ve nostaljik atmosferi sayesinde hem bir tarih ve kültür turu yapmak hem de huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyon seçeneği. Eski ismi İmroz olan bu sevimli ve etkileyici ada, asırlar boyunca Rum nüfusa ev sahipliği yapmış. Hatta 1960 yılında yapılan nüfus sayımında, adada beş binden fazla Rum’un ve 289 Türk’ün yaşadığı belirlenmiş. Ne var ki, yıllar içinde yaşanan ve giderek hızlanan göçler sebebiyle, günümüzde adadaki Rum nüfusu bir hayli düşmüş durumda. Ancak Gökçeada hâlen iki farklı kültürden halkın ortak mirasını korumayı başarıyor. Bu sebeple Gökçeada’da her biri kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış Rum köyleri bulunuyor.
Koruma altındaki Gökçeada Rum Köyleri arasında Tepeköy, Dereköy, Eski Bademli ve Zeytinli yer alıyor. Bu köylerde hâlen Rum nüfus daha yoğunluklu. Aslında Kale Köy de bir Rum köyü, ancak koruma kapsamı altında değil. Ayrıca, Kaleköy’de günümüzde hiç Rum yaşamıyor.
Gökçeada Rum köyleri, geçmişte denizden gelebilecek saldırılara ve korsanlara karşı korunabilmek amacıyla denizden uzak ve rakımı yüksek bölgelere kurulmuş. Bu sebeple deniz kıyısında olan bir köy yok. Bir tek Kale Köy’ün aşağısında, limanda sıralı birkaç ev mevcut. Ancak diğer köyler, konumları gereğince birbirinden göz alıcı manzaralara da ev sahipliği yapıyor. Gökçeada Rum köylerini keşfetmek gerçekten çok keyifli. Köylerin birçoğunda taş döşeli yollar, kiliseler ve eski kahvehaneler yer alıyor. Her köyde ibadete açık bir kilise mevcut. Eğer Gökçeada’nın tarih kokan sokaklarında gezmek istiyorsanız Rum köylerini de mutlaka rotanıza dahil etmenizi tavsiye ederiz.